Ana içeriğe atla

GERÇEĞİ ANLAMA YOLCULUĞU

 

İnsanoğlu, var olduğu ilk günden itibaren gerçeği anlama ve kavrama yolunda sürekli bir mücadele içinde olmuştur. Çünkü gerçek her zaman, her koşulda üstündür.  Hayatımızın her döneminde gerçeği öğrenmek yolunda mücadele ederiz. Kimi zaman bu yolculukta duyacaklarımız acı bile olsa bilmek isteriz…




Gerçek; tutarlı içerik demektir ve hiçbir koşulda değişmez. Gerçek göreceli değildir ve her zaman hakimdir.

En büyük problem gerçeğe hâkim olmamaktır. Gerçeğe hâkim olmadıkça dış dünyayı suçlamaya eğilimli oluruz.  Ancak gerçeği anladığımızda, olayların ve durumların üzerinde hâkimiyet kurabilir, problemleri çözebiliriz. Yüzme bilmeyenin suyu suçlaması gibi. Suya hâkim olduğumuzda yüzebiliriz. Suyun kaldırma kuvveti ile ilgili yasayı bilirsek gemileri yüzdürürüz, balığı modelleyerek denizaltılar yapabiliriz. Gerçeği bilen yücelir. Bir şeyin zıddı varsa gerçektir. Gece varsa gündüz vardır. Uzak varsa yakın vardır. Bu hayatta her şey zıddını var eder.

Sahte; Tutarlı değildir. Sahtenin hep desteklenmeye ihtiyacı vardır. Deniz gerçektir ama havuz sahtedir. Havuz klorlanır, temizliği yapılır. Geçici olarak bozulmamasını sağlarız. Deniz ise kendi kendini temizler. Bizler sahteden uzaklaştıkça gerçeğe yaklaşıyoruz. Gerçekleri anlamaya başladığımızda kendiliğinden dönüşüm süreci 

başlar. Deneyimsel Tasarım Öğretisi bu yolda daha emin adımlarla bizlere gerçek ve sahteyi ayrıştırmamızda yön gösterir.

Gerçeklerin kavranması kolay bir deneyim değildir. Çünkü insanların isteklerindeki aşırılık, anlık haz peşinde koşmaları, kısa vadeli kazanç beklentileri kişinin gerçekleri görmesindeki en büyük engeldir. Gerçek ile kaşı karşıya kalan bir kişi bazı şeylerden vazgeçmek zorunda kalabilir. Ancak bu dönüşüm, kişiyi daha gerçekçi, daha güçlü ve daha özgür kılacaktır.

Gerçeği bilen biri, sahteyi kolayca tanır ve kendi iradesiyle gerçeği seçer. Bu nedenle, Deneyimsel Tasarım Öğretisi, gerçeği aktarmayı ve insanların gerçeği kavramalarına yardımcı olmayı amaçlar. Bu öğreti, gerçeği aktarmanın yanı sıra, insanların kendi iradesiyle gerçeği seçmesini sağlamayı hedefler. Gerçeği anlama yolculuğuna çıkmak, her birimiz için önemli bir adım olacaktır.


Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.

“Kim Kimdir”,” İlişkilerde Ustalık” ve “Başarı Psikolojisi” seminerleriyle mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir. 

"Hayatta hiçbir zaman keşfedilemeyecek tek bir şey vardır; Daha iyisi…"

Yahya Hamurcu

Yorumlar

  1. Ellerinize sağlık emekciler o kadar anlamlı o kadar güzel ki. Okurken tüylerim diken diken oldu..:)

    YanıtlaSil
  2. Beni en çok etkileyen kısım "En büyük problem gerçeğe hakim olmamaktır" kısmı oldu çok etkilendim bu sözden çok anlamlı..

    YanıtlaSil
  3. Sahtenin çok Gerçiğin ise az olduğu bu dünyada gerçeğe hakim olmak hepimize nasip olsun inşallah sahtelerden uzak duralım 🍃

    YanıtlaSil
  4. Emeğinize sağlık gerçek çok kıymetli

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kutsal Şehrin Taneleri

  Anneeeee! Babaaaaa! Bu kaçıncı çağırışı kim bilir… Avucunun içi gibi bildiğin sokaktan eser kalmayışı... Komşudan, akrabadan haber alamayışı ne acı... Bunu ancak yaşayan bilir... Sahi! Bir an onun yerine koysak ya kendimizi... Ne yapardık mesela? “Evim yok ama en azından evimin duvarı, gitmem bir yere sahipsiz sanmasınlar” mı derdik? “Annem, babam şehit oldu. Bizi izliyor ağlayamam şimdi.” der miydik, boğazımızdaki yumrukla? “Yaşarsak kazanırız, ölürsek daha çok kazanırız” inancıyla elimizdeki sapanla dans eder miydik tanklar önünde? Birazdan şehit edileceğimizi bilsek, ellerimiz arkada bağlı da olsa, ağız dolusu güler miydik? “Zaten öleceğiz Allah aşkına en güzeli burası; ne morg var ne bekleme, ne yıkama, elbisenle gidiyorsun. Hem cennete girmek için bahanemiz olmalı değil mi? Öyle kolay mı yani? Daha mı üstünüz önceki, iman ederek yaşayanlardan ya da elçilerden? Yok yok böyle iken gelmem. Ölürsem kutlu olsun, yaşarsam yine sohbet ederiz.” diyerek veda e

Kudüs

  “İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri, en büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi; Aynadaki kişi…” Tek başına neler yapabileceğini keşfet! Yahya Hamurcu    

Organik Mi? İnorganik Mi?

  Doğmuşuz sıfır kilometre.. Her şey gıcır gıcır... Bakıyoruz uff maşallah önümüzde bir sürü geçecek zaman, yaşanacak yıllar var. Biraz aklımız başımıza geliyor ve birlikte yaşadığımız insanları görüyoruz. Bazen kahkahalar gülücükler yükseliyor, bazen can sıkıcı sesler. Birileri hasta oluyor, iyileşiyor. Yani büyüyoruz bir şekilde.. Bir dönem geliyor, kanımız kaynıyor; her şeyi yapmak geliyor içimizden, değişik değişik kıpırtılar. Ne diyorlar ona? “Gençsin sen!” Vücudumuzda bir gariplikler. Etrafımızdan bir sürü ses çıkıyor;“Aman şunu ye, şunu yeme, şuna dikkat et.” Bakıyoruz herkes neler neler yapıyor, nasıl da eğlenceli hayatları var. Gece geç saatlere kadar oturuyorlar, bir şeyler yiyip içiyorlar, eğleniyorlar. Evdeki büyüklere bakarsak “Tatlı yeme, fast food yeme, meyve ye, sebze ye. ” Evin yaşlıları var, ''Sakın üşütme, sıkı giy” diyor. Eeee... Bitmiyor bir türlü. Hep aynı şeyi mi söylerler yahu? İnsanın canı neler neler yemek istiyor. İstiyor, istiyor da evdeki