Ana içeriğe atla

NETSEN BU ÖYKÜDE VARSIN


"Anneeee biraz daha kalalım!!"

“Kızım dedim ya sana sadece yarım saat kalacağız parkta..” 

“Anne son son nolur..”

“Tamam hadi son beş dakika..”

Yazdan kalma bir sonbahar günü parkta kızını izliyordu Elif.. Bir yandan da diğer annelerin çocuklarıyla iletişimine dikkat ediyordu. Bazılarında anne çocuğunun peşinden koşarken bazılarında çocuk annenin peşinden koşuyordu.. İlişkilerin nasıl böyle farklı olduğunu düşündü. Elif de kızına bir şey yapmamasını söylüyor ama kızı dinlemiyordu. “Ne yapsam işe yaramadı. Sesini yükseltsen olmuyor. Tehdit etsen kısa süreli işe yarıyor. Ödül versen her seferinde ödül vermen gerekiyor. Bu hayatta çözümü olmayan hiçbir şey yok. Mutlaka bunun da bir çözümü vardır..” diye kendi kendine düşünüyordu. 



Güneşin parıltısı dikkatini çekti Elif’in ve düşüncelere daldı. “Güneş her gün doğacağı ve batacağı dakikayı şaşmadan asırlardır biliyor ve görevini yapıyor. ‘Neyse bugün biraz geç doğayım..’ demiyor. ‘Bugün biraz fazla gündüz olsun’ demiyor. Çok net bir şekilde asırlardır doğup batıyor. Biz de ona göre hareket ediyoruz. Ona göre uyanıyoruz. Ona göre günümüzü planlıyoruz. Ona göre uyuyoruz. Biz güneşe göre hareket ediyoruz çünkü güneş çok net, hareketleri belli bir düzen içerisinde.. 

O zaman.. O çocuğun annesini dinlemesi, annesinin peşinden koşması da mı annesinin netliğinden? Ben kızıma bir kural koyuyorum. Çok fazla söylenince ‘ne yaparsan yap’ diyorum, net olamıyorum. Ya da başka zaman rahat etmek için kurala ben uymuyorum. Ben net olmadığım için mi beni dinlemiyor?..”



Elif düşüncelere dalmışken kızının “Anne beni sallar mısın?” demesiyle kendine geldi. Sallarken doğanın ne kadar düzenli olduğunu düşündü. İlkbahar gelir, ağaçlar çiçek açar, her yer yeşillenir. Yaz gelir sıcak olur. Sonbaharda ağaçlar yapraklarını döker. Kışın soğuk geçer ve tekrar ilkbahar gelir. Düzen bozulmadan devam eder. 

Peki insanoğlu da böyle midir? İnsanın da bir düzeni ve bu düzeni doğrultusunda bir netliği mi olur?

İnsanın düzeni netlikle olur çünkü netlik oyunu bozar.

Bir anne kural koyduğunda o kurala bazen uyuyor bazen uymuyorsa net değildir. Çocuk bunu fırsat bilip her istediğini yaptırmaya çalışacaktır. Annesinin net olduğunu bilen çocuksa “boşa uğraşmayayım annem istediğimi yapmayacak” düşüncesiyle kurallara uyacaktır.

Bu hayatta doğa, hayvanlar, güneş, ay çok nettir. Karar verdikten sonra net olmayan sadece insanoğludur. İşte tam orada oyun başlar. Kişi net değilse o öykü artık ona ait değildir. İnsanoğlu net olmaya başladığında öykü ona ait olmaya başlar.. Artık o öyküde söz sahibi olur.. Çocuğuysa çocuğunun onun sınırlarına riayet ettiğini, çalışanıysa çalışanının onun sınırlarına riayet ettiğini görmeye başlar.. Aslında insanın tüm öyküleri net olmakla ya da olmamasıyla şekil alır..

Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.

Kim Kimdir”,” İlişkilerde Ustalık” ve BaşarıPsikolojisi” seminerleriyle mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir. 

"Hayatta hiçbir zaman keşfedilemeyecek tek bir şey vardır; Daha iyisi…"

Yahya Hamurcu

Yorumlar

  1. Doğadan deneyim transferi yapmak. En kaliteli deneyim transferi :)

    YanıtlaSil
  2. Somut yasalar olduğu gibi soyut yasalar da var. Ve insan somutta olana bakarak soyuta erişebilir. Bu rahatlatıcı :)

    YanıtlaSil
  3. Hayatta her şey nettir. Ne kadar net olursak, o kadar gerçeğe yakın oluruz.. 🌿

    YanıtlaSil
  4. Kişi net değilse o öykü artık ona ait değildir! Ne kadar da doğru

    YanıtlaSil
  5. Doğada hiç bir inek danasının peşinden koşmaz. İnek yürür gider ancak bilir ki danası peşinden gelecek. Bu konuda nettir ve arkasına dönüp bakmaz bile.

    YanıtlaSil
  6. ""Aslında insanın tüm öyküleri net olmakla ya da olmamasıyla şekil alır.."" çok vurucu bir cümle olmuş... Tebrik ediyorum. Hem netlik hem doğadan deneyim transferi... Çok yönlü anlatılmış 🤍

    YanıtlaSil
  7. Kaleminize sağlık, ne güzel bilinç açan bir yazı…
    Hayat çok nettir ve bizden de net olmamızı ister…🌺

    YanıtlaSil
  8. . Kişi net değilse o öykü artık ona ait değildir. İnsanoğlu net olmaya başladığında öykü ona ait olmaya başlar..
    Hayat sizin ya kontrolü kiminnn?????

    YanıtlaSil
  9. İnsan sorar kendine neden bunlar benim başıma geliyor diye. Neden bir öyle bir böyle olan insanlarla karşılaşıyorum diye. Neden bir iyiyiz bir kötü diye…
    Çünkü ben net değilim… net değilim…

    YanıtlaSil
  10. Netlik hedefe giderken en büyük konforumuz.

    YanıtlaSil
  11. An mesaj çok iyi verilmiş… az, öz, net, samimi ;) elinize sağlık

    YanıtlaSil
  12. O konuda Senin netliğin yoksa artık bu konunun seninle alakası yok.
    senin öykün değil.
    🌸
    Net olmayana sonuç verilmiyor.

    Gemileri yakmadan o Savaş kazanılmıyor.
    🌺🌼🌸
    Ne kadar net olmalısın?
    Bir elime güneşi bir elime ayı verseler ben inandığımdan vazgeçmem...🌺🌼🌸

    YanıtlaSil
  13. Elinize sağlık

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kutsal Şehrin Taneleri

  Anneeeee! Babaaaaa! Bu kaçıncı çağırışı kim bilir… Avucunun içi gibi bildiğin sokaktan eser kalmayışı... Komşudan, akrabadan haber alamayışı ne acı... Bunu ancak yaşayan bilir... Sahi! Bir an onun yerine koysak ya kendimizi... Ne yapardık mesela? “Evim yok ama en azından evimin duvarı, gitmem bir yere sahipsiz sanmasınlar” mı derdik? “Annem, babam şehit oldu. Bizi izliyor ağlayamam şimdi.” der miydik, boğazımızdaki yumrukla? “Yaşarsak kazanırız, ölürsek daha çok kazanırız” inancıyla elimizdeki sapanla dans eder miydik tanklar önünde? Birazdan şehit edileceğimizi bilsek, ellerimiz arkada bağlı da olsa, ağız dolusu güler miydik? “Zaten öleceğiz Allah aşkına en güzeli burası; ne morg var ne bekleme, ne yıkama, elbisenle gidiyorsun. Hem cennete girmek için bahanemiz olmalı değil mi? Öyle kolay mı yani? Daha mı üstünüz önceki, iman ederek yaşayanlardan ya da elçilerden? Yok yok böyle iken gelmem. Ölürsem kutlu olsun, yaşarsam yine sohbet ederiz.” diyerek veda e

Kudüs

  “İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri, en büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi; Aynadaki kişi…” Tek başına neler yapabileceğini keşfet! Yahya Hamurcu    

Organik Mi? İnorganik Mi?

  Doğmuşuz sıfır kilometre.. Her şey gıcır gıcır... Bakıyoruz uff maşallah önümüzde bir sürü geçecek zaman, yaşanacak yıllar var. Biraz aklımız başımıza geliyor ve birlikte yaşadığımız insanları görüyoruz. Bazen kahkahalar gülücükler yükseliyor, bazen can sıkıcı sesler. Birileri hasta oluyor, iyileşiyor. Yani büyüyoruz bir şekilde.. Bir dönem geliyor, kanımız kaynıyor; her şeyi yapmak geliyor içimizden, değişik değişik kıpırtılar. Ne diyorlar ona? “Gençsin sen!” Vücudumuzda bir gariplikler. Etrafımızdan bir sürü ses çıkıyor;“Aman şunu ye, şunu yeme, şuna dikkat et.” Bakıyoruz herkes neler neler yapıyor, nasıl da eğlenceli hayatları var. Gece geç saatlere kadar oturuyorlar, bir şeyler yiyip içiyorlar, eğleniyorlar. Evdeki büyüklere bakarsak “Tatlı yeme, fast food yeme, meyve ye, sebze ye. ” Evin yaşlıları var, ''Sakın üşütme, sıkı giy” diyor. Eeee... Bitmiyor bir türlü. Hep aynı şeyi mi söylerler yahu? İnsanın canı neler neler yemek istiyor. İstiyor, istiyor da evdeki