Sevinç, koşar adımlarla çıktı evden. Öyle heyecanlıydı ki emek emek büyüttüğü pasta dükkânının açılışı vardı. Önce kızını bıraktı okula, “merak etme tatlım, senin için cheesecake ayıracağım, bana şans dile” dedi. Küçük kız annesinin gözlerine baktı ve arabadan indi. Hayatının en heyecanlı günüydü belki hayali gerçek oluyordu. Günlerdir dükkânı açılış için dizayn etmişti. Gözü telefona baktı eşinin sesi hep kulaklarındaydı “sen neyi başardın ki bu hayatta bana başardığın tek bir şeyi göster” hemen kendine geldi yola konsantre oldu. İç sesi ona “ bugün önemli bir toplantısı mı var acaba, gelmezse kendisi bilir, aramadı” diyordu. Bir taraftan kendisiyle çatışma yaşıyor, diğer taraftan bir süreliğine kendisini tatmin ediyordu.
Dükkânın
kapısını açtı, buram buram gelen pasta kokusu, ardından o ahşap kokusu ile
uyumu insanı büyülüyordu. Bir anda bunca yorgunluk, bunca sevinç bunca gurur
mutluluk birbirine karıştı. Çalışanlara “ruhuna kalbine iyi gelsin herkesin,
kocaman günaydın” dedi. Adeta herkes yetişmek için koşturuyor, gazeteciler
gelmiş bir taraftan fotoğraflar çekiliyor diğer taraftan röportajlar
yapılıyordu. Her şey hazır gibi görünüyordu, Sevinç yeniden içine baktı, sanki
beklentileri karşılanmamış küçük bir kız vardı orada hemen kendinden uzaklaştı,
”evet evet cheesecakelerimiz en özel tatlılarımız” diye ekledi.
Çalışanı
“her şey hazır sizi açılış için bekliyorlar Sevinç Hanım” dedi. Yıllardır
hayalini kurduğu gözbebeğini açmak için kalktı yerinden, bir çeyiz sandığını
aralar gibi, bir gelinin duvağını kaldırır gibi kurdelasını kesti. “Herkesin
ruhuna kalbine iyi gelsin, hayırlı olsun” dedi .Pasta ikramları başladı. Herkes
başarısına hayran bir şekilde Sevinç’ le konuşmaya çalışıyordu. Sevinç’ in ise
gözü yine telefona baktı, hep o eşine kıyamadığı anlar gözünün önünden geçti.
Eşi
bulunduğu yere kolay gelmemişti, Sevinç’in desteği olmasa çok zordu, onun
desteği ile büyümüştü. Nerede hata yapıyordu? Kendi desteğiyle büyüdüğünü
zannediyordu. Oysaki eşine kıyamadığı
her an taviz vermeye başlamış, en
mutlu gününde bile aranmayan takdir edilmeyen bir kadın olmuştu.
Oysaki
bu hayatta her şey bir yasaya göre işliyordu.
Merhametliydi
Sevinç, merhamet duygusu için hep “annemden yadigâr” derdi. Evet bu duyguya
sahip olmak güzeldi, bu duygu nasıl tavize dönüşmüştü? Kızına karşı da hep çok
merhametli bir anne olmuştu. Nelerden vazgeçmişti kızı için ancak 40 yaşında
bir iş sahibi olabilmişti. Taviz verdikçe kendine, eşine kızına zarar verir hale
gelmişti. Merhamet duygusu yerini nasıl tavize bırakmıştı?
Oysa
Sevinç sadece mutlu etmek için çabalıyordu başka bir amacı yoktu. Hayatında
yaptığı seçimlerde hep eşini ve kızını ön planda tutmuştu, onlar için nelerden
vazgeçmişti. İyilik zannettiği duygu beraberinde hep mutsuzluk getirmişti,
şimdi olduğu gibi.
Öylece
davetlilerin arasında kalmıştı, gözleri sağa sola bakıyor, insanlarla
iletişimde gibi görünmeye çalışsa da içindeki yangın düşündükçe daha da
artıyordu. Ah şu mutluluk diye düşündü bu kadar mı eline aldın hayatı mı? Biraz
daha mutlu olabilmek için daha fazla taviz vermişti, hep biraz daha biraz
daha.. Sonrasında aşırılaşmaya başlamış, mutlu olduğunu zannetmişti.
İlişkilerde
sınırı bilmediğinde aşırılaşmaya başladığında merhamet zannettiğimiz şey tavize
mi dönüşüyordu?
Çok önemli bir konuya parmak basılmış. Çok da akıcı. Tebrikler.
YanıtlaSilŞuanda bir çok kadının yaşadığı duyguları kaleme almışsınız.Aslında eşi tarafından hep görünmek istemiş eşim beni görsün diye haykırmış ama kendini görememiş sevememiş ah ah …kalemize sağlık yazınız harika olmuş👌
YanıtlaSilTaviz mi veriyoruz? Merhamet mi gösteriyoruz? Merhametin tavize dönüştüğünü fark edebilmek önemli bir dönüm noktası.
YanıtlaSilNe kadar gerçek, ne kadar içimizden ve ne kadar biz bir yazı. Eminim okuyan herkes kendinden bir iz bulacak ve kendine aynı soruları soracak. Kaleminize sağlık.
YanıtlaSilBaşarıya giden yolu çok güzel anlatmış tabiki eşinde gereken desteği görememiş alamamış azmettigin zaman her iş basarilir
YanıtlaSilTebrik ediyorum çok güzel bir yazıydı oldukça faydalandığımı söyleyebilirim
YanıtlaSilTebrik ederim çok güzel bir yazım olmuş. Emeği geçen herkese teşekkürler.
YanıtlaSilHer satırında kendimden birşeyler buldum. Verdiğimiz tavizleri ve bizde yarattığı yokluğu görmezden gelmemiz en acı olanı herhalde. Merhametin tavize dönmesi ne kadar doğru bir anlatım.
YanıtlaSilÇok Tanıdık, Çok Bilindik
YanıtlaSilBir öykü gibi ilk bakışta...
Ancak,
Akıcı ve doğal bir üslupla yazılmış. Üstelik sürükleyici... Böylesine önemli toplumsal bir konunun, içten ve samimi bir anlatımla vurgulanması ise, konuya ayrı bir anlam katıyor... Durum böyle olunca da, sonunu merak etmemek elde değil. 😍☺️
İşin özcesi;
Keyifli bir yolculuktu, okumak...
Yazanın,
Eline, Gönlüne ve Emeğine sağlık...
Kendisini Gönülden Kutluyorum...👍🏼👋🏼
Bu...
Burada...
Bu kadarla...
Kalmamalı...
Yenilerini okumak dileği ile...💙🧿
İnsana hayatını gözden geçirten etkileyici bir yazı…
YanıtlaSilMerhamet ve taviz, sanki birbirlerine zıt gibiler ama beslendikleri kaynak küçük bir farkla aynı, bi an hayatımı gözden geçirdim yazınızla, güzel bir paylaşım.
YanıtlaSilÇocuğumun her dediğini yapmak ona kıyamıyorum deyip ergenliğe doğru o tavizlerin aslında kıymak olduğunu anlayınca, kendimize ne kadar kıydığımızın farkına varıyoruz.
YanıtlaSil