Ana içeriğe atla

BU BİR CENNETE TAŞINMA HİKAYESİ

 

Oraya giden, yoldaki bedele razı

Gönüllerde sekine..

RABbinden emin olanların yolculuğu bu..

Hareketi başlatan, bedeline razı olanların yolculuğu..


Yaratan güzelliğinizi görmek istedi, bekledi..

Sonrası hayaller ötesi ferahlık..

Samimiyet neydi?

Rabbe çıkan yol..

Duruşunuzdan dolayı müjdeler olsun!..

Öyle bir duruş ki örnek olan, marifetlendiren..

İradeli insan RABbin sevdiği...



Bir kısmı cennete taşınma yolunda

Bu yol cesaret ister, bu yol teslimiyet yolu..

Sözüne güvendi, yürüdüğü yoldan emindi

 

“Ben kulumun zannı üzereyim..” diyordu sözün sahibi

Ey Rabbimiz şahit ol!

“Yeniden dünyaya gönder”

“Yarabbi yeniden, yeniden şehit olarak gelelim sana..” dediler..

Geride kalanlar;

“Mallarımız ve çocuklarımız sana katılmaktan alıkoydu!” diyecekler

Siz bir zan üzerineydiniz, böyle olmayacak..

 

Bu bir cennete taşınma hikayesi

Rablerinin haricindeki tüm öyküleri reddettiler..

Gazze inananları, ahireti için marifetlendiren bir avuç insan..
Onlar için öykü en güzel şekilde bitecek...



,

 “İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri, en büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi;

Aynadaki kişi…”

Tek başına neler yapabileceğini keşfet!

Yahya Hamurcu 



Yorumlar

  1. Samimiyet neydi?
    Rabbe çıkan yol..

    Kaleminize sağlık…

    YanıtlaSil
  2. Müslümanlığımızı sorguladık bu dönemde ne de teslimiyeti kuvetli insanlarmış ne iradeli kullarmış maşallah rabbim şehit makamına kabul eylesin. Cenneti ile muamele eylesin. Bizlere de vatanımız için faydalı olmayı ve bunlardan ders çıkarmayı nasip eylesin . amin

    YanıtlaSil
  3. ERDAL İZGÜDEN23 Mart 2024 14:28

    Samimiyetin harcı ; iyi niyet, vicdan, merhamet, dürüstlük ve özeleştiridir. Güzel yalanların yardımı olmaz ama acı gerçekler bir ilaç olabilir…

    YanıtlaSil
  4. Rabbin yoluna giren tamamlanır, çeşitli bahanelerle uzaklaşan yarım kalır da nedenini anlamaz. Fıtratın çağrısına uyanlara selam.

    YanıtlaSil
  5. Evvelâ samimiyet. Onunda özü samimi bir niyet. Allah'ım sen ortadaki kardeşlerimize bizi destekçi olabilmeyi nasip et. Amin

    YanıtlaSil
  6. Bu bir cennete taşınma hikayesi….
    Ne güzel ifade edilmiş.
    İnsanın yüreğini sızlatıyor..

    YanıtlaSil
  7. Samimiyeti bomba altında kalan insanlarda görmek..

    YanıtlaSil
  8. Onların taşındıkları yer, en lüks yer :)

    YanıtlaSil
  9. İnsanların ne kadar acımasız,acınası olduğunu farkettiğimiz günlerden geçerken önüme güzel bir ışık oldu yazınız.ellerinize sağlık

    YanıtlaSil
  10. Rabbimin bu durumu gözlerimizin önüne koyması neden?İnsanlık payına düşene razı ne acı..

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kutsal Şehrin Taneleri

  Anneeeee! Babaaaaa! Bu kaçıncı çağırışı kim bilir… Avucunun içi gibi bildiğin sokaktan eser kalmayışı... Komşudan, akrabadan haber alamayışı ne acı... Bunu ancak yaşayan bilir... Sahi! Bir an onun yerine koysak ya kendimizi... Ne yapardık mesela? “Evim yok ama en azından evimin duvarı, gitmem bir yere sahipsiz sanmasınlar” mı derdik? “Annem, babam şehit oldu. Bizi izliyor ağlayamam şimdi.” der miydik, boğazımızdaki yumrukla? “Yaşarsak kazanırız, ölürsek daha çok kazanırız” inancıyla elimizdeki sapanla dans eder miydik tanklar önünde? Birazdan şehit edileceğimizi bilsek, ellerimiz arkada bağlı da olsa, ağız dolusu güler miydik? “Zaten öleceğiz Allah aşkına en güzeli burası; ne morg var ne bekleme, ne yıkama, elbisenle gidiyorsun. Hem cennete girmek için bahanemiz olmalı değil mi? Öyle kolay mı yani? Daha mı üstünüz önceki, iman ederek yaşayanlardan ya da elçilerden? Yok yok böyle iken gelmem. Ölürsem kutlu olsun, yaşarsam yine sohbet ederiz.” diyerek veda e

Kudüs

  “İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri, en büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi; Aynadaki kişi…” Tek başına neler yapabileceğini keşfet! Yahya Hamurcu    

Organik Mi? İnorganik Mi?

  Doğmuşuz sıfır kilometre.. Her şey gıcır gıcır... Bakıyoruz uff maşallah önümüzde bir sürü geçecek zaman, yaşanacak yıllar var. Biraz aklımız başımıza geliyor ve birlikte yaşadığımız insanları görüyoruz. Bazen kahkahalar gülücükler yükseliyor, bazen can sıkıcı sesler. Birileri hasta oluyor, iyileşiyor. Yani büyüyoruz bir şekilde.. Bir dönem geliyor, kanımız kaynıyor; her şeyi yapmak geliyor içimizden, değişik değişik kıpırtılar. Ne diyorlar ona? “Gençsin sen!” Vücudumuzda bir gariplikler. Etrafımızdan bir sürü ses çıkıyor;“Aman şunu ye, şunu yeme, şuna dikkat et.” Bakıyoruz herkes neler neler yapıyor, nasıl da eğlenceli hayatları var. Gece geç saatlere kadar oturuyorlar, bir şeyler yiyip içiyorlar, eğleniyorlar. Evdeki büyüklere bakarsak “Tatlı yeme, fast food yeme, meyve ye, sebze ye. ” Evin yaşlıları var, ''Sakın üşütme, sıkı giy” diyor. Eeee... Bitmiyor bir türlü. Hep aynı şeyi mi söylerler yahu? İnsanın canı neler neler yemek istiyor. İstiyor, istiyor da evdeki