Ana içeriğe atla

BANA KİM İNANIR?

 

Öyle bir gece ki;

Alemlerin Rabbinin en kutsal kıldığı gece..

O gün semada bir coşku..

Rabbi, Resulüne bir hediye verecekti..

Gökyüzünün elçisi ile yeryüzünün elçisi birazdan buluşacaktı..

 

Alemlere rahmet olan, Rabbini anmakla meşguldü Hira mağarasında..

O an gelmişti…

Göklerin elçisi olan Cibril, Muhammed ile bir araya gelmişti..

Cibril Muhammed’e şöyle seslendi;

“Yaratan Rabbinin adı ile oku…”

 

Muhammed’i tir tir titreten olay gerçekleşmişti…

Cibril, onu sımsıkı sararak şunu söyledi;

“Oku!”

“Kalemle öğreten, insana bilmediğini bildiren Rabbin, en büyük Kerem sahibidir..”


Öyle bir gece ki;

İnsana en büyük sırlardan biri verildi;

O gece bir kulun Rabbe yaklaşmasının sırrı verildi..

 

Muhammed çok heyecanlıydı, yüreği titriyordu…

Bu yaşadığından sonra ne yapacaktı?

Koşarak evine gitti…

Tir tir titriyordu..

İlklerin en güzellerinden olan Hatice,

Muhammed-ül Emin’in yüzünde görmediği bir nur gördü..

Daha önce duymadığı güzel kokuları aldı..

 

Muhammed sadece,

“Beni örtün” diyebildi…

Dilinden dökülen, ağırlığını hissettiği kelimelerle anlattı, olanı biteni..

Sonrasında Hatice’sine sordu;

“Bana kim inanır?”

 

Bu gece öyle bir gece ki..

Tüm insanlığın muhatap alındığı,

İnsana bilmediği şeylerin öğretildiği,

İnsana Rabbini tanıması için müsaade edilen bir gece..

 

O gece, Ramazan’ın içine gizlenmiş bir gece…

Bin aydan hayırlı, bir ömre bedel..

O gece ki, insanoğlunun bulmak için bedeller ödedidiği..

O gece ki Rabbin’den kuluna lütfedilen…


“İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri, en büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi;

Aynadaki kişi…”

Tek başına neler yapabileceğini keşfet!

Yahya Hamurcu 

Yorumlar

  1. Yüreğinize sağlık çok güzel ifade edilmiş ♥️

    YanıtlaSil
  2. Öyle bir gece ki;
    Bir değil, bir sürü manası var..

    YanıtlaSil
  3. O geceyi layıkıyla geçirebilme ümidi ile..

    YanıtlaSil
  4. Rabbim bize o geceyi bulmayı ve o geceyi güzel değerlendirebilmeyi nasip etsin :) Rabbimize daha da yakınlaşmamız dileğiyle. Emeğinize sağlık :)

    YanıtlaSil
  5. Kaleminize sağlık :)

    YanıtlaSil
  6. O geceyi bulan, hakkını verebilen, affedilen, bağışlanan olmayı nasip etsin RABbimiz

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kutsal Şehrin Taneleri

  Anneeeee! Babaaaaa! Bu kaçıncı çağırışı kim bilir… Avucunun içi gibi bildiğin sokaktan eser kalmayışı... Komşudan, akrabadan haber alamayışı ne acı... Bunu ancak yaşayan bilir... Sahi! Bir an onun yerine koysak ya kendimizi... Ne yapardık mesela? “Evim yok ama en azından evimin duvarı, gitmem bir yere sahipsiz sanmasınlar” mı derdik? “Annem, babam şehit oldu. Bizi izliyor ağlayamam şimdi.” der miydik, boğazımızdaki yumrukla? “Yaşarsak kazanırız, ölürsek daha çok kazanırız” inancıyla elimizdeki sapanla dans eder miydik tanklar önünde? Birazdan şehit edileceğimizi bilsek, ellerimiz arkada bağlı da olsa, ağız dolusu güler miydik? “Zaten öleceğiz Allah aşkına en güzeli burası; ne morg var ne bekleme, ne yıkama, elbisenle gidiyorsun. Hem cennete girmek için bahanemiz olmalı değil mi? Öyle kolay mı yani? Daha mı üstünüz önceki, iman ederek yaşayanlardan ya da elçilerden? Yok yok böyle iken gelmem. Ölürsem kutlu olsun, yaşarsam yine sohbet ederiz.” diyerek veda e

Kudüs

  “İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri, en büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi; Aynadaki kişi…” Tek başına neler yapabileceğini keşfet! Yahya Hamurcu    

Organik Mi? İnorganik Mi?

  Doğmuşuz sıfır kilometre.. Her şey gıcır gıcır... Bakıyoruz uff maşallah önümüzde bir sürü geçecek zaman, yaşanacak yıllar var. Biraz aklımız başımıza geliyor ve birlikte yaşadığımız insanları görüyoruz. Bazen kahkahalar gülücükler yükseliyor, bazen can sıkıcı sesler. Birileri hasta oluyor, iyileşiyor. Yani büyüyoruz bir şekilde.. Bir dönem geliyor, kanımız kaynıyor; her şeyi yapmak geliyor içimizden, değişik değişik kıpırtılar. Ne diyorlar ona? “Gençsin sen!” Vücudumuzda bir gariplikler. Etrafımızdan bir sürü ses çıkıyor;“Aman şunu ye, şunu yeme, şuna dikkat et.” Bakıyoruz herkes neler neler yapıyor, nasıl da eğlenceli hayatları var. Gece geç saatlere kadar oturuyorlar, bir şeyler yiyip içiyorlar, eğleniyorlar. Evdeki büyüklere bakarsak “Tatlı yeme, fast food yeme, meyve ye, sebze ye. ” Evin yaşlıları var, ''Sakın üşütme, sıkı giy” diyor. Eeee... Bitmiyor bir türlü. Hep aynı şeyi mi söylerler yahu? İnsanın canı neler neler yemek istiyor. İstiyor, istiyor da evdeki