Niye susmuyor? Nereden
geliyor?
Biri sustursun lüftennn…”
Bir anda kendi sesine uyandı Ece…
Alarmı hala çalıyordu. Şaşkınlıkla rüyasındaki sesi düşündü. Aynı sesti ve rahatlayarak
gülümsedi. “Alarmmış, çok şükür rüyaymış dedi. ”Saatin
geçtiğini farketmesiyle gülümsemesi de kısa sürdü ve telaşla yataktan fırladı…
Önemli
bir gündü; terfiler, maaş zamları açıklanacaktı…Çok
önemliydi Ece için, kariyeri ve işi. Çok çalışıyordu, çok emek vermişti işine. Kendi
işi gibi çalışıyordu titizlikle…İşine
o kadar zaman harcıyorduki, ailesine, kendine,
çok sevdiği arkadaşlarına bile zaman ayıramıyordu.
Bu durum özel ilişkilerine de yansımıştı. Sağlığı
da eskisi gibi değildi. Ama doktora gidecek zaman
bulamıyordu. Çok da önemsememişti açıkçası…
İşleri iyi olsun gerisi mühim değildi…
Her
zamanki gibi aç karnına çıktı evden. Ofiste çalışırken bir şeyler atıştırmayı seviyordu. Arabasına bindi; radyoda en sevdiği
şarkı çalıyordu, sesini açtı ve şarkıya eşlik etti. Seviyordu araba kullanmayı.
İş yorgunluğunu arabada atıyordu adeta,
onun yol arkadaşıydı arabası..
“Ooo
Hayırrr! Çarpmamalıyım…” GÜMM !!! Bir
anda önünde aniden duran arabaya çarptı, çok korkmuştu Ece. Kendine geldi ve arabadan çıktı.
Zincirleme bir kazaydı… Çok üzülmüştü. Ne diyeceğini bilemedi. Arabası hem önden, hem arkadan hasar görmüştü.
Öndeki
araç sahibi Ece’nin yanına geldi.
“Geçmiş olsun iyiyi
misiniz?”
dedi.
“Hayır değilim!“
“Ambulansı arayalım mı? “
“Yok. Bende bir şey yok da arabam…’’dedi.
Ece için arabası çok önemliydi. Adam;
‘’Canınıza bir şey olmasın araç mühim
değil’’ dedi. Ancak bu Ece’yi
pek de teselli etmedi. Öndeki araçta hasar fazlaydı. Ancak sahibi o kadar da
önemsememişti. İşlemlerden sonra adam arabasına bindi ve gitti.
Ece ise çok üzgündü. İşe de geç kalmıştı. İş yerini aradı ve durumdan haberdar etti. İzin kullanmasını isteseler de Ece Kabul etmedi.Bugün büyük gündü. Taksi ile işine yine de gitti.
Zamlar açıklanmıştı ve çalışanların beklediği gibi değildi. Ama olsun para ikinci sıradaydı. Yükselmek istiyordu. Arkadaşları diyordu hep; “Ece çok hırslısın.”diye.
Aslında hırslı mı yoksa azimli mi olmak gerekirdi bu hayatta?
Her
şey bir tarafa iş, kariyer önemliydi onun için. Ece parayı telafi edebilirdi.
Tüm ekibi toplantı odasına çağırdılar. Çok
heyecanlıydı. Uzun zamandır çalıştığı departman da müdür yoktu. Ece aylardır sorumluluk
almıştı ve müdür olmak istiyordu. Bu konuda bedel ödemişti.
Sabah ki kaza bile artık önemli değildi. Heyecanla salona girdiler. Patronun
yanında hiç tanımadığı bir adam vardı.
“Evet.”dedi patron. ”Aramıza çok değerli bir yönetici katıldı, Sinan bey. Uzun zamandır aradığımız, beklediğimiz kişi, yeni departman müdürümüz…’’
“İSTEK NEREDE PROBLEM ORADADIR.”
Ece
bir anda öyle kaldı, yutkundu. Hayal kırıklığı oldu birden… Niye böyle hissetmişti
ki?
Çok
mu beklentiye girmişti acaba? Gözleri doldu. Duygularını zaten gizleyemezdi, kendini
zor tutuyordu. İçinden; ‘’Nasıl?…Niye?…’’
dedi. “Ama bu haksızlık.”Çok
çalışmıştı. Aylardır bu pozisyonu bekliyordu.Nasıl
olurdu, yeterli değil miydi? İşleri de aksatmamıştı… Ece iç algıya
geçmişti; kafasındaki sesler, yüreğinin sızısı,
dışarıdaki sesleri bastırmıştı. Duymuyordu
konuşulanları…
“Niye bu kadar beklentiye girdim?” diye
düşündü durdu. Hakkı değil miydi o pozisyon?
Nereyi kaçırmıştı? Hangi detayı atlamış olabilirdi ki?
“DUYGULAR AKTİFLEŞTİKÇE, BİLİNÇ PASİFLEŞİR.”
“Çay, kahve
ne içersiniz Ece hanım?“
Çaycı
Hatice ablanın sesi ile kendine geldi. Hatice ablası iş yerinde doğru dürüst
konuştuğu tek insandı. Arada onunla dertleşir, onu severdi. İş yerinde onu en çok
seven kişiydi neredeyse. Yoğun çalıştığı için bazen yemekhaneye gidemezdi. Hatice
abla onun için atıştırmalık hazırlardı.
“Su içeyim.’’ dedi titrek bir sesle. Dolan gözleri Hatice ablasından kaçamamıştı.
Toplantı öncesi, motivasyonundan
eser kalmamıştı. Mesai bitmişti, arabası da yoktu
ne oluyordu? Keşke bugün hiç yaşanmasaydı. ‘’Ben nerede hata yaptım ki?’’dedi içinden…
Arkadaşı Selin yanına geldi, Ece‘nin omzuna elini attı. "Üzülme dedi. Hayatta bazen hayal kırıklığı yaşayabiliriz. Bazen aşırılığa kaçabiliyoruz. Ama...
Ece; "Haklısın galiba, çok yoğunlaştım bu iş için. Gözüm bir şey görmedi. Hatta duygularım yoğunlaştı, adeta hiç bir şey düşünemez oldum." dedi.
Bu düşüncelerle yürümeye başladı caddede. Yalnızlığı hiç sevmezdi, aklına gelen bazı arkadaşlarını aradı, kimse açmadı. Arabası da servisteydi. Onunla gezer,kafa dağıtırdı oysa. Yürümeye devam etti, sabahki kaza tekrar aklına geldi.
Arabasına
çarptığı adam, ne kadar da sakindi…O kadar
önemsememişti vurmasını. Halbuki adamın arabasında daha çok hasar vardı. ‘’Olur
böyle kazalar hayatta, cana bir şey olmasın. Ölümlü ve geçici bir dünya demişti. ”Ece’ yi
teselli etmeye çalışmıştı. Sonrada arabasına
binmiş ve öyle devam etmişti yoluna.
“Evet.”dedi…Ece
bir anda tebessüm etti. İçinde bir ümit, kalbi tekrar pırpır etti…
Hayat
devam ediyor…Araba da gidebilir,işte,
,ev de…
HAYATTA HER ŞEY GEÇİCİYDİ OYSA …
Gereğinden fazla önemsemişti arabasını, işini…
Ailesini, hatta kendini
bile ihmal etmişti…
Oysa çok daha önemlisi vardı. Geçici olmayan,
kalıcı olan...
Dua
etmeye bile zamanı olmuyordu.
Gerçekte ne istiyordu? Peşinde koştuğu şeyler arzuları mıydı?
Gerçek
amacını unutmuştu.İşi, amacı olmuştu adeta. Bir anda o da gümledi, arabası gibi. Niye bu kadar hırs yapmıştı?
Artık iyice karamıştı hava, neredeyse
iki saattir yürüyordu Ece ve farkında bile değildi. Evinin yanındaki küçük tepeye
kadar gelmişti. Oranın manzarasını çok severdi. Hava da çok temiz ve güzeldi.
Bu defa şehrin manzarasına değil, gökyüzüne
doğru baktı. Yıldızlarla kaplı gökyüzü adeta göz kırpıyordu Ece’ye.
“Ne
kadar küçüğüz, dünyamızda ne kadar küçük.”dedi içinden. Problemlerimiz de küçüktü aslında. Çok fazla dert edinmişti
oysa. Geçmişi tekrar düşündü; emek harcadığı, bedel ödediği her konuda sonrasında
başarılı olmuştu. Yine olacaktı, aslında başarısız da değildi. Hayat devam ediyordu.
Amacını ne kadar da küçük tutmuştu.
Oysaki işi, kariyeri sadece bir araçtı.
Tekrar
yıldızlara daldı...Çok büyüktü alemler, yıldızların ötesi…
İnsan bu dünyaya sadece çalışmak için,
evlenmek için, eğlenmek için gelmemeliydi.
Ötesi
de vardı, gerçek olan, kalıcı olan…
Gökyüzüne baktıkça içi ferahlıyordu..
Artık daha büyük bir amacı vardı Ece’nin...
Hem de daha kalıcı, hem de gerçek amaçları…
Ah şu duyguları kontrol edebilsek ...
YanıtlaSilGökyüzüne baktıkca içim fetahlıyordu
YanıtlaSilİnsan neyi niçin yaptığını bilirse doğru kararlar onu gerçekten mutlu eder
YanıtlaSil👏çok güzel harika anlatılmış👏👏👏 yiğit selim
YanıtlaSilDüşündürücü olmuş bizim için asıl onemli olan şeyleri iskalamamiz gerektiğini tekrardan hatırlatmış oldu ,emeğinize sağlık ...
YanıtlaSilNe için nelerden vazgeçiyoruz bir anlasak
YanıtlaSilAslında herşey geçici.
YanıtlaSilİnsanın aldığı nefes dahi kalıcı değilken ah bir anlayabilse nelerin kendisini oyaladığını!
YanıtlaSilBu yazı,
YanıtlaSilfarklı konularımız olsa da hayatın içinde telaşla yürüdüğümüz yollarımıza ayna tuttu adeta. Güzel bir uyanış ve farkındalık oluşturdu teşekkürler.
Herşeyin bir kıvamı var bazen ucunu kaçırıyoruz :)
YanıtlaSil